23/08/2010
Bundan önceki iki yazımızda Rusya Federasyonu'ndaki federal yapıyı ve dönüşümü ele almış, Rusya Federasyonu'nun kuruluşta 89 olan idari birim sayısının 81'e düşürüldüğünü, daha da düşürüleceğini ve nihayetinde sıranın asıl hedef olan etnik cumhuriyetlerin tasfiyesine geleceğini söylemiştik.
Bundan önceki iki yazımızda Rusya Federasyonu'ndaki federal yapıyı ve dönüşümü ele almış, Rusya Federasyonu'nun kuruluşta 89 olan idari birim sayısının 81'e düşürüldüğünü, daha da düşürüleceğini ve nihayetinde sıranın asıl hedef olan etnik cumhuriyetlerin tasfiyesine geleceğini söylemiştik.
Şimdi bu doğrultuda yeni bir adım
daha atılıyor ve cumhuriyetlerin en üst yöneticilerinin “başkan” olan
ünvanı değiştirilerek yerine daha alt statüde bir sıfat ikame edilmeye
çalışılıyor. Görüldüğü kadarıyla da yeni projenin taşeronluğunu
Çeçenistan'ın işbirlikçi Devlet Başkanı Ramazan Kadirov üstlenmiş
durumda.
Kadirov geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama ile “bir ülkede bir tane devlet başkanı olması gerekir; o da Rusya Devlet Başkanıdır”
diyerek federe cumhuriyetlerin yöneticilerinin kullandığı 'devlet
başkanı' sıfatının iptal edilmesini istedi. Bununla da yetinmeyip kendi
yerel parlamentosuna değişiklik için gereken prosedürü yerine
getirmeleri emrini verdi. Kadirov “başkan” yerine 'bölgesel yönetim
başkanı', 'bölgesel hükümet başkanı',"cumhuriyet başkanı", "vali",
"idari başkan" vs. gibi daha düşük statüde sıfatlardan birinin
kullanılmasını öneriyor.
Ardından da Karaçay - Çerkes, Kabardey - Balkar, İnguşetya, Adıgey, Dağıstan devletlerinin “atanmış başkanlarından”
Kadirov'un önerisine destek açıklamaları geldi. (K. Osetya ise
parlamentosunun aldığı kararla “bu yükten” çoktan kurtulmuş zaten.)
Peki niçin bu değişiklik isteniyor?
Rus etnisitesinin yoğun olduğu komşu bölgelere kaynaştırılması düşünülen etnik cumhuriyetlerin “ayrıcalık” ve “devlet alâmeti”
arz eden özelliklerini yok etmek, kaynaştırılmak istenen bölgelere
benzeştirilmek için isteniyor. Yani önce benzeştirilecek, sonra
birleştirilecek...
Böyle “önemsizmiş” havası
verilerek veya farklı gerekçelere istinad ettirilerek yapılan bazı
değişikliklerin ne manaya geldiğini daha iyi anlayabilmek için geçmiş on
yılda yapılanları kısaca bir hatırlamamız gerekiyor. Çünkü yapılanlar
zincirin halkaları gibi tamamen biribirine bağlı...
...
Bilindiği gibi, Rusya
Federasyonu'nu oluşturan mevcut 81 sujeden 21'i 1993 Anayasası'na dayalı
olarak “cumhuriyet” statüsüne sahip. Bu Cumhuriyetlerin toplam nüfusu 24 milyon ve Rusya toplam nüfusu içindeki payı da % 17'dir.
Yine bu
cumhuriyetlerin 13'ünün başındakiler “başkan (president)” sıfatına,
diğer cumhuriyetlerdeki yöneticiler ise vali, hükümet başkanı, v.b.
başka sıfatlara sahiptir.
Bu cumhuriyetler, “yetkileri ve
tesirleri” itibarı ile reelde herhangi şehir belediyesinden farklı bir
konumları olmasa da, kağıt üzerinde önemli haklara sahiptirler.
Birincisi; bu cumhuriyetler isimlerini belirli bir etnisiteden alırlar ve o etnisitenin cumhuriyetidirler.
İkincisi; bu 21 cumhuriyetin Federasyon'a bağlı diğer 60 sujeden farklı olarak her birinin kendi ayrı anayasası ve devlet başkanı vardır. Ayrıca, o etnisitenin dili Rusça ile birlikte o cumhuriyetin de resmi dilidir.
Ancak belirttiğimiz gibi bunların tamamı şekli olup, fonksiyonel değildir. Kremlin'in “zor zamanlarında” verdiği bu statü ve yetkiler, Putin'in başa gelip, “federe bölgelerde merkezin gücünü artırma” operasyonlarıyla bir bir ortadan kaldırılmaya, cumhuriyetlerin içi planlı bir şekilde boşaltılmaya başlanmıştır.
Bilindiği gibi Putin, Yeltsin
döneminde dağıtılan özgürlüklerin Federasyon’u bölünme tehlikesiyle
karşı karşıya bıraktığı gerekçesiyle 13 Mayıs 2000 tarihinde bir
kararname çıkartarak Rusya’yı 7 (şimdi KKFB ile 8 oldu) federal valiliğe
bölmüş, her birinin başına kendi seçtiği tam yetkili temsilcileri
atamış, sonrasında eşit ve kurucu statüdeki federe yapıları bu federal
bölgelere bağlamak suretiyle statülerini fiilen düşürmüştür.
Yine 2004 Eylül'ünde Beslan’da
meydana gelen kanlı olayları bahane ederek ülkedeki seçim ve idare
sisteminde ciddi değişiklikler yapmıştır. Buna göre Rusya
Federasyonu’nu oluşturan tüm federe birimlerin baş yöneticileri
federal merkezden atanmaya başlanmış; yerel parlamentolar ise “formal unsur” konumuna düşürülmüştür. (Bu
sadece başkanla sınırlı değil tabii. Bu cumhuriyetlerin tamamının
içişleri bakanları da yerel parlamentolar veya devlet başkanı tarafından
değil, doğrudan Kremlince'ce atanır. Yine mahkeme başkanlarının da
tamamı Moskova'dan atanır. Hukuk kadroları öyle, güvenlik kadrolarının
başları öyle, vergi dairelerinin başları öyle, merkez bankası başkanları
öyle.. Yani bütün stratejik kurumların atamalar Moskova'dan yapılır.
Seçimi
ve atanması yerel cumhuriyetlere bırakılanlar ise tarım, kültür,
turizm, spor, eğitim bakanlıklarıdır... Görece önemli olan eğitim
bakanlığının yetkileri yasalarla minimize edildiği için istense de bir
şey yapılabilecek durumda değildir.)
Ardından, Rusya Federasyonu Anayasasında değişiklikler yapılarak, bütün cumhuriyetlerden “anayasalarını Rusya Federasyonu Anayasası ile uyumlu hâle getirmeleri” istenmiş, merkezde yapılan değişikliklerle federe birimler “yerel özellikleri koruyucu yasalarını” bir bir ilga etmek zorunda kalmışlardır. Yani cumhuriyetlerin kendi anayasalarının olması da anlamsız kılınmıştır.
Bir sonraki değişiklik kimlik cüzdanları ve pasaportlarda yapılmış ve bu evraklardaki “milliyet” hanesi kaldırılmıştır. Şimdi yeni kimliklere bakıldığında, federasyon içinde yaşayan herkes “Rus” gibi görünmektedir. (Böyle giderse, cumhuriyetler kaynaştırılıp, konjonktür uygun hale geldikten sonra “herkes nasılsa kendi kimliğini biliyor, ayrıca kayda ne gerek var” denilip, nüfus sayımlarında da milliyetlerin dikkate alınmayacağını bir öngörü olarak belirtmemiz gerçeklere uzak sayılmamalıdır).
Bir sonraki değişiklik kimlik cüzdanları ve pasaportlarda yapılmış ve bu evraklardaki “milliyet” hanesi kaldırılmıştır. Şimdi yeni kimliklere bakıldığında, federasyon içinde yaşayan herkes “Rus” gibi görünmektedir. (Böyle giderse, cumhuriyetler kaynaştırılıp, konjonktür uygun hale geldikten sonra “herkes nasılsa kendi kimliğini biliyor, ayrıca kayda ne gerek var” denilip, nüfus sayımlarında da milliyetlerin dikkate alınmayacağını bir öngörü olarak belirtmemiz gerçeklere uzak sayılmamalıdır).
Yine bazı cumhuriyetlerin (özellikle Türk cumhuriyetleri) latin alfabesine geçiş çalışmaları, merkezin“bütün federe cumhuriyetlerde kiril alfabesinin kullanılacağına” dair bağlayıcı kararı ile engellenmiştir.
Bir sonraki adımda milli özellikleri koruyucu ve geliştirici çalışmalarda bulunan sivil toplum kuruluşları tasfiye edilmiş, tüm sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri devlet kontrolüne alınmıştır.
Yine Federasyon Anayasasına uyumsuzluk gerekçesiyle, Federe cumhuriyetlerde devlet başkanı olacaklara, hem cumhuriyete ismini veren etnisitenin resmi dilini, hem de Rusça bilme zorunluğunu getiren yerel yasalar iptal ettirilmiş, devlet başkanlığı için sadece Rusça bilmek yeterli sayılmıştır.
Okullarda yerel dillerin zorunlu ders statüsüne
alınması engellenmiştir. Meselâ, Adıgey Parlamento'sunun 2006 yılında
aldığı 4. sınıftan sonra seçmeli olan Adigece derslerinin 9. sınıfa
kadar zorunlu hale getirilmesi kararı, Adıgey Baş Savcılığınca yapılan
müracaat sonrasında ”Rusya Anayasası ve insan haklarına aykırı olduğu” gerekçesi ile Yüksek Mahkemece iptal edilmiştir.
Federe cumhuriyetlerin kendi sınırlarını kontrol yetkisi de
bir takım gerekçeler uydurularak ellerinden alınmakta, cumhuriyetlerin
devlet olma vasıfları yeni yeni saldırılara uğramaktadır.
Örneğin 2006 yılı sonunda Adıgey
Gümrüğü, Krasnodar Eyalet gümrüğünün bir şubesi haline getirilmiştir.
Yani artık Adıgey'in gümrük işlemleri Krasnodar'da yapılmakta ve Adıgey
Cumhuriyeti hiçbir şekilde sınırdan mal girişlerini
denetleyememektedir.
Yine bir kaç yıl önce Adıgey Cumhuriyeti'nin Narkotik Bölümü lağvedilerek bütün yetkiler Krasnodar eyaletine kaydırılmıştır.
Bu operasyonlar bütün stratejik
kurumlarda devam etmektedir. Mesela Adıgey'de orman idaresi de artık
Krasnodar eyaletine bağlıdır.
Bundan önce
Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri'nin tamamında telecom, gümrük, enerji gibi
kamu kurumlar ülke içersinde herhangi bir birime değil, Güney Rusya
valiliğine (şimdi KKFB olmalı) bağlanmıştı. Kabartay-Balkar
Cumhuriyeti'nde "Kab-Balk Telecom" olan kurumun ismi Putin'den sonra
"Yug-Telecom" (Güney Telecom) olarak, "Kab-Balk Enerji" olan kurumun
ismi "Yug-Enerji" olarak, KBC'nin en
büyük bankası olan "İzber Bank"ın ismi "Yug İzberbank" olarak
değiştirilmiş ve doğrudan Güney Rusya Valiliği'ne bağlanmıştır.
...
Bunlar bilebildiklerimiz, bilmediğimiz, fark etmediklerimiz ise cabası...
Son ortaya atılan cumhuriyet
yöneticilerinin başkan (president) sıfatının iptal edilmesi teklifi de
bu paralelde atılmış önemli adımlardan biridir.
***
Peki bütün bunların anlamı ne?
Bütün bunların anlamı, cumhuriyetlerin, kendilerine “devlet” vasfı kazandıran bütün ünvan, kurum ve yetkilerden yavaş yavaş arındırıldığıdır.
Sonrasında cumhuriyetlerin müstakilliklerine son verilip, Rus nüfusun yoğun olduğu bölgelere kaynaştırılacaklardır.
Özetle, üst üste gelen bütün bu gelişmeler tesadüf olmayıp, tamamı “planlı” ve “organize işler”dir.
Nihai hedefleri ise federalizmle vedalaşıp, “Velikaya derjava Russia” yani “büyük devlet Rusya”ya merhaba demektir.
Onları hesabı bu; ya bizim hesabımız?
23 AĞUSTOS 2010
23 AĞUSTOS 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder