Soçi,
Adigelerle Abazalar arasında köprü bir halk olan Wubıhların tarihi
vatanıdır. Kafkasyalıların özgürlük mücadelesinin bayrak
şehirlerindendir.
Doğu
Kafkasya'da İmam Şeyh Şamil'in ve Kuzey Batı Kafkasya'da da naibi
Muhammet Emin'in Ruslar'a teslim olmasının (1859) ardından mücadele
tamamen Kuzey Batı Kafkasya’ya kaymış ve bu direnişin örgütlenmesi de
Soçi’de yapılmıştır.
13
Haziran 1861’de Soçi'de bir halk meclisi toplandı. Bir araya gelen
Wubıh, Adige ve Abaza thameteleri uzun bir toplantının ardından
Çerkesya'nın bağımsızlığına karar alarak bunu bütün dünyaya deklare
ettiler. Kendine 'Büyük Hür Meclis' adını veren 15 üyeli bir meclis
oluşturuldu. Ülke idari bölgelere ayrıldı. Yasalar çıkarıldı, vergiler
toplandı. Yurt dışına heyetler gönderilerek bağımsızlığın tanınması için
çalışıldı... Ancak istikrar bulup oturmuş bir devlet yapısı kazanmasına
fırsat verilmedi.
Soçi’nin son dönem tarihindeki önemi buradan gelir. Soçi, bağımsız Çerkesya Devleti’nin başkentidir ve doğrudan Çerkesya halkının devlet olma iradesini simgeler. Bunun için çok önemlidir; bu bir...
Soçi için ikinci olarak da şunu belirtmek gerekir…
Çerkeslerin direnişi Mayıs 1864’e kadar sürdü. Büyük Hür Meclis'in son toplantısı 1864 yılında Soçi’ye bağlı Kbaada
köyünde yapıldı. Mayıs ayında son direnişlerin de kırılmasından sonra
Ruslar Hür Meclis’in son toplantısına nazire olarak burada büyük bir
dini ayin ve askeri geçit töreni düzenlemiş, sonrasında da sağ kalan
Çerkesleri süngü zoruyla sahillere sürerek yurtlarından atmıştır.
Rusların Kafkasyayı işgal ederken yerli halklara uyguladığı zorbalığın bugünkü literatürdeki adı “Soykırım” ve “Sürgün”dür.
Bu soykırım ve sürgüne şahitlik eden son belde de Soçi şehridir. Soçi’yi hafızalarımıza kazıyan en önemli özelliklerinden biri de budur.
Yani Soçi, halkımızın devlet olma iradesini ortaya koyduğu bir şehir olması itibarıyla ümidin; soykırım ve sürgüne yaptığı şahitlikle de acılarımızın ve mücadele azmimizin bir sembolüdür.
Bu yüzden de çok önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder