5 Günlük Rusya - Gürcistan savaşını değerlendirirken gözden kaçırmamamız gereken birkaç husus var.
Bunlardan birincisi, Kafkasya
bölgesinin soğuk harp sonrası dönemde, liderliğini ABD'nin yaptığı
Atlantikçilerle (NATO), liderliğini Rusya'nın yaptığı Avrasyacıların en
ciddi çatışma mevzilerinden biri olduğudur.
İkinci husus da, bu çatışmanın koçbaşı
konumundaki Amerika ve Rusya'nın giriştikleri operasyonlarda "basit
planlama hataları" yapmayacakları gerçeğidir.
Yenilgi ve galibiyet iki taraf için de
her zaman mukadderdir tabii ki; fakat işin içinde "basit yenilgi" ve
"basit galibiyetler" varsa büyük ihtimalle bunların da "planlamaya
dahil" olduğunu düşünmek gerekir.
Kafkasya'daki gelişmeleri
değerlendirirken bu hususları göz önünde bulundurmak çıkarımlarımızın da
sağlıklı olması sonucunu getirecektir.
***
Kafkasya Ağustos'un 8'inden 13'üne
kadar ilginç bir beş gün yaşadı. Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner'in
ifadesiyle, “en kısa süren savaşlardan ve en kısa sürede varılan
ateşkeslerden biri” gerçekleşti Gürcistan'da.
"Gürcistan Osetya'ya bir
gece yarısı operasyonu düzenledi, ancak Rusya'nın müdahalesiyle
operasyon kısa sürede hüsrana dönüştü…" cümlesiyle özetleyebiliriz yaşananları.
Ancak, tarafları -dolaylı da olsa-
Amerika ve Rusya olan bir savaş, böyle "kolay bir zafer"le
sonuçlanıyorsa, verilenlerle yetinmeyip, satır aralarına biraz daha
dikkat kesilmemiz gerekiyor olayların gerçek yüzünü anlayabilmek için.
Hemen kendimize bazı sorular sorup cevaplarını bulmaya çalışalım mesela:
- Gürcistan'ın hedefi gerçekten G.
Osetya'yı ele geçirmek idiyse, kolayca öngörülebilecek Rus tepkisine
karşı niçin hiç bir tedbir üretmemiştir?
- ABD'nin akıl hocalığı yaptığı bir yönetimin, böyle "kusurlu bir harekat planı" hazırlaması akla ne kadar uygundur?
- Gürcü silahlı kuvvetleri, Rus
askerleriyle temas ettikleri bölgelerde niçin hiçbir ciddi direniş
göstermeden silahlarını bırakıp kaçmışlardır? (Çeçenlerin Grozni'de,
Boşnakların Saraybosna'da ortaya koydukları direnişleri hatırlarsak ne
demek istediğimiz daha kolay anlaşılabilir.)
- Ayrıca, Gürcistan'da mevcudu 1000
kadar olan Amerikan askerinin, çatışmalar başladığında 150 civarına
inmiş olmasını nasıl izah edebiliriz?
…
Üretilebilecek benzer pek çok soru
bizi, eleştirilen hususların ihmal değil de "harekat planının gereği"
olması halinde makul olabileceği sonucuna götürmektedir.
Ve olanın bitenin farkına varamayacak
kadar numunelik bir ahmak olmadığına göre Saakaşvili de bu oyunun
aktörlerinden biri olmalıdır.
***
“Peki, Rusya'yı anladık da, ABD'nin bu harpten kazancı ne oldu ki?” diye soracaksınız haklı olarak.
Savaşın sonuçlarına kısaca bir göz
attığımızda, Gürcistan'ın Osetya'ya gerçekleştirdiği saldırının
Amerika'nın planlaması doğrultusunda yapıldığından ve istenilen sonucun
alındığından hiç bir şüphemiz kalmamaktadır.
ABD'de, bu tür operasyonlarda
mümkün bütün ihtimal ve karşı tedbirleri hesaplayan onlarca strateji
kuruluşunun böyle günler için var olduğunu dikkate aldığımızda, Gürcü ordusunun Rusya'nın silahlı müdahalesine karşı hiç bir direniş sergileyememesi veya hiç tedbire başvurmaması kolay anlaşılır bir şey değildir.
İkincisi, askeri uzmanlar, aniden
gelişen bu saldırıya Rusya'nın bu kadar hazırlıklı ve hızlı bir şekilde
tepki vermesini "izaha muhtaç bir durum" olarak değerlendiriyorlar. Muhtemeldir
ki, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA, Rusya'nın zamanında müdahil
olmasını sağlamak için Rus yönetimine saldırıyla ilgili istihbarat
“sızdırmıştır.”
Peki, Amerika, müttefikini yenilgiye uğratacak bir istihbaratı Ruslara niçin versin?
Ve bu yenilgiyi niçin istesin?
İster, çünkü:
- Bir kere Amerika'daki seçimler çok önemli.
Obama'ya karşı kan kaybeden ve izlediği şahin politikalar eleştirilen
Cumhuriyetçiler, "Koskoca Rusya'nın, zavallı(!) Gürcistan'a saldırmasıyla"
eleştirilen politikalarının ne kadar "haklı" ve "somut" gerekçelere
dayandığını Amerikan halkına “aynel yakin”(tecrübe ederek) göstermiş
oldular.
- Gürcistan NATO için önemli bir mevzi. Ancak
iki problemli bölgesiyle NATO'ya girmesi mümkün değil; nitekim Almanya
ve Fransa gibi ülkelerin bu gerekçeyle koyduğu rezervler ortada. Ayrıca,
bu problemlerin görüşmeler yoluyla çözümlenmesi de pek mümkün
görülmüyor. Öyleyse yapılacak iş kangren olan bölgenin kesilip
atılmasıdır. Nitekim ABD'de öyle yaptı kanaatimizce. Gürcistan'ı sözle
ikna ederek yaptıramayacağı bu "ameliyatı", narkozsuz olarak Rusya'ya
yaptırdı; ki ders alıp "ikinci defa" bıçak altına yatmaya kalkmasın
diye. Doğrusunu söylemek gerekirse Amerikanın seçtiği metod oldukça
mukni oldu. Görünen o ki, Gürcistan nekahat dönemini atlattıktan sonra
NATO'ya, Abhazlar ve Osetler olmaksızın girecektir.
- ABD'nin istediği de tam bu format olmalı: Üs olarak kullanabileceği, Atlantik değerlerine bağlı, problemsiz Gürcistan...
(Kimbilir, yurtlarına dönme talebiyle Gürcistan'ı uluslararası arenada
zor durumda bırakan 1944 sürgünü Ahıska Türkleri'nin tamamına ABD'nin
kapılarının açık olması da belki sırf bu sebeptendir.)
- Bu operasyon sonrasında ABD, İran'la ilgili
girişimlerine Rusya'nın blokaj koyma ihtimalini azalttığı gibi, yeni
üsler kuracağı Gürcistan'ı problemlerinden arındırmakla bundan sonra
Rusya'nın doğrudan müdahale edebileceği gerekçeleri de ortadan kaldırmış
oldu.
- Rusya'nın tehditlerinden ürkerek
ABD'nin kuracağı küresel füze kalkanı sisteminin topraklarına
yerleştirilmesine müsaade eden anlaşmayı imzalamayan Polonya'nın,
Rusya'nın Gürcistan'a saldırmasından bir hafta sonra anlaşmayı kendi
isteğiyle imzalaması; Kiev'in de aynı gerekçeyle sisteme girme isteğini
deklare etmesi ABD için az bir kazanç mıdır?
Rusya'nın kazanımları
Rusya'nın neler kazandığına bakmadan önce küçük bir açıklama daha yapalım.
Kuzey ve Güney Kafkasya'yı ayıran
sınır, Karadeniz'de İngur Nehri'nden başlayıp, Tskinvali'yi de içine
alarak, Ari ve Alazan çayları boyunca uzanır, Nuha'nın güneyi, Dibrar
tepesi ve Hazar'ın kıyısında olan Kızılburun'da son bulur. Bu hat Kuzey
Kafkasya'nın coğrafi, siyasi ve kültürel sınırıdır. (Yani çok kişinin
yanlış olarak bildiği gibi, Kafkasya'yı kuzey ve güney olarak bölen hat
Kafkas sıradağları değildir. Kafkas sıradağları Kuzey Kafkasya'nın
içinde kalır).
Şimdi, bu harekatın sonucunda Rusya,
işte bu sınırlara havi Kuzey Kafkasya bölgesini aşağı yukarı bütünüyle
kontrol eder hale gelmiştir.
Bu ne demektir?
- Bu, Rusya'nın bölgede etnik, kültürel ve
siyasi beraberliği olan halkların tamamını yönetimine, yani kontrolü
altına alarak, “kendisi aleyhine farklı etkilere maruz kalmaları"
ihtimalini bertaraf etmesi; dolayısıyla bir potansiyel tehditten
kurtulmuş olması demektir.
- Doğal bir set oluşturan yapısıyla askeri
manada üstün bir stratejik avantaj sağlayan; el değmemiş yer altı
zenginlikleri ve turizm potansiyeliyle de ekonomik manada ölçülemez bir
zenginlik sunan Kafkas sıradağları, bu operasyon sonrasında -neredeyse
bütünüyle- Rusya'nın kontrolü altına girmiştir.
- Rusya bu vesileyle, güvenliği için elzem
gördüğü kırmızı çizgisini önemli oranda "olması gereken yere", yani
Kafkas dağlarının güney eteklerine çekmiş, ayrıca bölgesel otoritesini
de pekiştirmiştir.
- Rusya'nın, sıcak denizlere açılma arzusu
malum... Bu operasyonla Karadeniz'in kıyısında stratejik ve iktisadi
değeri ölçülemeyecek 250 km'lik yeni bir sahil şeridi
(Abhazya) kullanımına açılmıştır ki, tam da Sivastopol limanlarındaki
donanmasına 2017'de yol gösterileceğinin açıklandığı bir sırada...
- Ayrıca, Rus ordusu Çeçen savaşında kaybettiği
prestijini nispi de olsa bu operasyonla düzeltme fırsatı bulmuş ve
(mizansen de olsa) hızlı cevap kabiliyeti ve kararlılığını "dost-düşman"
herkese göstererek imaj yenilemiştir.
Abhazya ve G. Osetya'nın Durumu
Peki bu süreçte Abhazya ve G. Osetya'nın kazanç ve kaybı ne olmuştur?
Maddi ve insani kayıplar özellikle G.
Osetya'yı derinden yaralamıştır. Ancak geç kabuk bağlayacak olsa da,
geçen günler bu yaraları tedavi edecektir.
Olaya politik boyutlarıyla
baktığımızda ise özet olarak, her iki ülke de yarınını ipotek ederek
bugününü kurtarmıştır diyebiliriz.
Gürcü tasallutundan kurtulmak iki ülke için de ciddi bir kazanımdır; ama sadece bugünlerini kurtaran bir kazanım.
Biraz daha Rusya kontrolüne girmiş olmaları ise gelecekleri için endişe etmeyi gerektirir.
Ancak şu da var ki, bu iki halkın kaderi, bugün için onlara başka bir seçenek sunmamaktadır maalesef.
Abhazlar ve Osetler bütün iyi niyetleriyle içine düştükleri bu paradoksun içinden "yaşam ve özgürlük" çıkartma gayretinde olsalar da işleri gerçekten çok zor.
Çünkü bu yolda kullanabilecekleri fazla bir enstrümanları yok ellerinde.
İçinde bulundukları süreç, bu iki
ülkeyi hala ümitvar kılıyor ve muhtemeldir ki konjonktür bir müddet
sonra kendilerine bağımsızlık statüsü de getirecektir.
Ama bu bağımsızlıklarını ceberrut komşularından hangi “caydırıcı silahlarla” koruyabileceklerini şimdiden düşünmeleri gerekir.
Abhazya ve G.Osetya İçin Bir Yakın Gelecek Senaryosu
Gelinen noktada muhtemeldir ki,
Abhazya ve G. Osetya, Rusya'nın kontrolü altındaki mevcut statülerini
bir müddet daha devam ettireceklerdir.
Bu arada, diğer taraftan da uluslararası katılımlı çok yönlü görüşmeler başlayacaktır tabii olarak.
Gürcistan'ı tatmin kabilinden zorlu geçecek
uluslararası görüşme süreçlerinin ardından Abhazya ve G. Osetya bir
şekilde bağımsızlık yoluna girecektir. Referandumlar yapılacak ve Rusya,
BDT ülkeleri ve diğer bazı ülkeler tarafından da hemen tanınacaktır.
Sonra zaman bir müddet de böyle akıp gidecektir (5 yıl?-10 yıl?).
Abhazya ve G. Osetya'nın hukuken
bağımsız fakat fiilen Rusya'ya bağlı olacağı bu dönemin çok uzun
sürmeyeceği tahmin edilebilir.
Çünkü, ne kadar arzulu olurlarsa
olsunlar, normal şartlarda bu iki küçük halkın bağımsızlık statülerini
Rusya'ya rağmen uzun bir süre devam ettirebilmeleri mümkün
görünmemektedir.
Dolayısıyla, uluslararası alanda
olağanüstü gelişmeler olmaz ve bölgedeki yapı Rusya'yı da kapsar şekilde
sürpriz bir değişikliğe uğramazsa, konjonktürün uygun düştüğü ilk
fırsatta yapılacak yeni referandumlarla, her iki ülke de Rusya Federasyonu'na dahil olmak istediklerini deklare edeceklerdir.
Rusya'nın ilgili birimlerinde
gerçekleştirilecek görüşme ve prosedürlerden sonra da, muhtemeldir ki
Güney Osetya Kuzey Osetya'yla birleşecek; Abhazya da yeni bir süje
olarak Federal Cumhuriyet statüsüyle Rusya Federasyonu'ndaki yerini
alacaktır.
…Ve Gürcistan
Gürcistan'a gelince…
Abhazya ve Osetya'ya sahip olmanın
Sovyet döneminden kalma tatlı bir rüya olduğunu müttefikleri kendisine
anlatıp, bir şekilde ikna edeceklerdir.
Gürcistan'ın da bu süreçten kazançlı
çıkması, bunun bir rüya olduğu gerçeğini kabul edebilmesine bağlıdır.
Yoksa hem üzen, hem de üzülen taraf olmaya devam edecektir.
Yapılması Gereken
Bütün olumsuzluklara rağmen,
Kafkasyalıların, Kafkas diasporasının ve destekçilerinin Abhazya ve G.
Osetya için yapabilecekleri şeyler vardır. Varlarını yoklarını seferber
edip, önümüzdeki günlerde elde edilecek bağımsızlık statüsünü korumak
için ne yapacaklarını şimdiden düşünmeye başlamalıdırlar.
O aşamada gelecek Kremlin hamlelerinin nasıl savuşturulacağının hesabı şimdiden yapılmalıdır.
Çok zor da olsa mümkün olmayacak bir şey yok; yeter ki akıl ve emeği, siyaset ve diplomasi silahlarına mermi yapalım.
Allah tüm mazlum halklarla birlikte Abhazların ve Osetlerin de yardımcısı olsun.
17 AĞUSTOS 2008
17 AĞUSTOS 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder